Posted by Rifat Serdaroğlu, özellikle İzmir’in ilçelerinde Doğru Partililerin sahada CHP’li adaylar için çalıştıklarını vurguladı.
Görüşmede, İzmir Karşıyakalı ekonomist Meriç Köyatası da hazır bulundu. Cemil Tugay, Rifat Serdaroğlu’na destek için teşekkürlerini iletirken, İzmir’in bir liman kenti olarak tarım, ticaret, sanayi, turizm alanlarında Türkiye’nin önce kentlerinden biri olduğunu hatırlattı ve İzmir’de belediye hizmetlerinin yanı sıra İzmir’in ekonomik olarak daha da ileri gidebilmesi için planlı bir yerel kalkınma modeli uygulayacaklarını açıkladı. Cemil Tugay, şöyle konuştu:
“İzmir, tarımı, sanayisi, ticareti, turizmi, lojistik merkez fırsatları ile en az iki kat daha üretken, zengin ve refah içinde olacak potansiyele sahip. Belediyeciliğin gerektirdiği tüm hizmetlerin yanı sıra, İzmir’de planlı bir kalkınma anlayışı ile tarımda, ticarette, sanayide, yüksek teknolojide, turizmde her türlü yatırımın öncüsü, teşvikçisi olacağız. Özellikle gençlerin ve kadınların inovatif yatırımları için yol gösterici ve destekçisi olacağız. Yoksulluğu kaldıracak, İzmir il sınırlarının en ücra köşesinde hem iş olanakları hem de refah artışı sağlayacağız. Sosyal belediyecilik anlayışımız gereği, kentimizde aç ve açıkta insan bırakmayacağız, hem de her sene yarattığımız zenginliğin ve refah artışının adil bölüşümü için uğraşacağız. Bu planlı yerel kalkınma modelimizle sadece İzmir değil, bir liman kenti olarak da İzmir’in çevresindeki tüm iller de faydalanacaklar. İzmir, hizmet belediyeciliği, sosyal belediyecilik ve yatırımcı belediyecilik anlayışı geçim sıkıntısı çekmeyen, huzurlu, güler yüzlü, mutlu insanlar kenti olarak anılacak. İzmir ekonomisiyle, sosyal yapısıyla mutluluğun başkenti olacak”
RİFAT SERDAROĞLU’NDAN ŞARTSIZ DESTEK
İzmir’in ilçelerinde, Doğru Partililerin sahada CHP’li adaylar için çalıştığını belirten Rifat Serdaroğlu CHP’yi destekleme gerekçelerini açıklarken şunları söyledi:
“AKP normal siyasi düzenin partisi değil. Aynen “Organize bir suç örgütü” gibi çalışıyor. Kimse sesini çıkarmıyor. Laik cumhuriyet düşmanı bir parti. Emperyalist devletlerle anlaşıp siyasal İslam nitelikli Federe bir devlet kurma peşindeler.
Küresel Çeteler, bir ülkeyi çöküşe götürmek istediklerinde şu planı uygular. Önce, kullanılabilir nitelikte, mümkünse para ve güç meraklısı bir eleman bulunur ve temel konularda anlaşmaya varılır, karşılıklı olarak irtibat elemanları belirlenir! Genelde “Eşbaşkandan” uygulanması istenen şudur;
-Önce, Ordunuzu çökerteceksiniz. Ordunun yönetimini “NATO’CU Subaylara” vereceksiniz!
-Ülkenizin ekonomisini çökerteceksiniz!
-Ülkenizin Eğitim Sisteminin, Türkiye-ABD arasında 27 Aralık 1949 yılında imzalanan, “Fullbright Komisyonu” talimatlarına göre yönetilmesine izin vereceksiniz.
-Ülkenizin ”Tarım Politikalarını” tarım ürünlerinin ithalat ile temin edilmesi yönünde teşvik edeceksiniz!
Peki, 22 yıllık AKP “TEK BAŞINA” iktidarı sonunda Türkiye’de durumumuz nedir?
-Askeri Okulların, Askeri Hastanelerin kapatılması, Askeri Öğrenci alımında “Milli Savunma Akademisinin” yetkili kılınması ve yönetimine FETÖ’cuların getirilmesi gerçekleşti!
-Necdet Özel-Hulusi Akar gibi, “Atatürk Düşmanı Yobazları” evlerinde-hastanede ziyaret eden çapsızlar Genelkurmay Başkanı oldu!
-AKP’nin Kara Kuvvetleri Komutanı yaptığı Orgeneraller, “Hudut Namustur” ilkemizi paspas yapıp, ülkemize 13 Milyon sığınmacının serbestçe girmesine izin verdiler!
-15 Temmuz 2016 darbe girişiminde, darbeye geçit veren-engellemeyen tüm komutanlar yerlerinde kalarak, AKP esiri haline geldiler!
-Türk Milletinin malı olan ve Lozan Antlaşmasında Türkiye’ye verilen Ege Adaları, Yunanistan tarafından işgal edildi! Atatürk Düşmanları Yobazların dostları olan Genelkurmay Heyetinden tek itiraz gelmedi!
-Eğitim Sistemi tarikat ve Cemaatlere bırakıldı. Kaçak kurslar yasal hale getirildi. Bakan, tarikat
cemaatlerle birlikte çalıştığını TBMM’de açıkladı!
AKP’ye teslim olmuş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasamızın DEĞİŞTİRİLEMEZ maddelerinden LAİKLİK ilkesinin defalarca çiğnenmesine sessiz kalarak destek verdi!
-AKP gelmeden yani 2002’ye kadar “Tarım Ürünlerinde, kendi kendine yeten dünyadaki 7 ülkeden biriydik! Bilinçli ve kasıtlı politikalarla çiftçi ve köylü üretmekten vaz geçmek zorunda kaldı.
139 ülkeden tarım ürünü ithal eder hale geldik. Şimdi de artan fiyatlar yüzünden toplumun büyük çoğunluğu yiyeceklere ulaşamaz hale geldi! Açlık yakın!
-Cahil kurnazlığını dış politika zanneden, tarih yoksunu, bilgisiz, İhvancı, Arap Milliyetçisi Bademlerle yürütülmeye çalışılan dış politika sayesinde, dünyada ciddi itibar kaybına uğradık.
Ecevit’in, ABD’ye Afyon ekimi yasağı konusunda kafa tutmasından ve Demirel’in bir gecede 22 ABD üssünü kapatmasından, beyzbol sopası gösterilen, “Akıllı ol, aptal olma” denilen sıradan bir devlete döndürüldük! Bugün, Türk Devletini yöneten kadrolara baktığımız zaman, bırakın içinde bulunduğumuz feci durumu, geleceğimizden endişe etmemek mümkün görünmüyor.
ABD bugün, PKK’ya binlerce TIR ağır silahlar veriyor. ABD’li Subaylar, PKK militanlarını eğitiyor. Her türlü istihbarat desteğini veriyor. Türk Devleti buna ses çıkarabiliyor mu? Aynı ABD, Yunanistan Dedeağaç’tan, Ege Adalarına oradan Güney Kıbrıs’a kadar etrafımızı sardı. Irak’taki PKK’lıların, Suriye’ye sürülmeleri konusu çok şaibeli! PKK’ya yeni bir alan açmak çabası olabilir.
Bu adı konmamış kaosun sorumlusu AKP yönetimidir. AKP’nin “TEK ADAM” yönetimi devam ettiği sürece, bu belalar artarak Türk Milletinin kanını emmeye devam edecektir.
Buradan çıkmanın yolu, bu seçimlere sadece yerel seçim gözüyle bakmayıp AKP’ye ağır bir ders vermekten geçiyor. O nedenle, Doğru Parti olarak hiçbir karşılık beklemeden CHP’ye destek veriyoruz.”